Sosyal Medya

Makale

İlk ve son tahlilde ‘Millet-i İslam’ derim

Ne kadar Ä°ttihad-ı Ä°slam’cı olursam olayım ve bu topraklarda eÄŸreti duran Frenk usulü ‘ulus devlet’lerin yol açtığı ÅŸiddetli buhrandan ne kadar gına getirirsem getireyim, koca bir asrın -hatta iki asrın- muazzam tahribatını ve bu tahribattan mütevellit yeni örf ve adetleri yahut huy ve alışkanlıkları yok sayarak Millet-i Ä°slam unsurları arasındaki -ayrıca bunlarla gayrimüslim komÅŸuları arasındaki- ‘modern’ meselelerin bugünden yarına kökten çözülmesini elbette bekleyemem.

Mevcut ÅŸartların doÄŸurduÄŸu ızdırapları hafifletmek, yeni ızdırapların önüne geçmek ve öte yandan Türkiye’yi mevcut ÅŸartların elverdiÄŸi azami derecede muhkem kılarak Ä°slam âlemine ümit telkin etme özelliÄŸi ile muhafaza etmek maksadıyla, ‘ideal’ olmayan ve fakat insanların maslahatına uygun görülen birtakım ‘palyatif’ çözümlere tevessül edilmesini yadırgayacak da deÄŸilim; yeter ki bunlar idealleÅŸtirilmeye çalışılmasın.

Åžu Dicle-Fırat havzasının geçirmekte olduÄŸu korkunç humma atlatılıp sun’î sınırlar ortadan kalkıncaya kadar, “Türkiye Cumhuriyeti vatandaÅŸlarının, farklı etnik kimliklerini serbestçe ifade etmekle beraber, bazı pratik gereklilikler bakımından ‘Türk’ tanımını ÅŸimdilik genel vatandaÅŸlık tanımı olarak benimsemeleri maslahat icabıdır” demeyi makul bulurum mesela.

Bir Ä°ngiliz veya Alman’la Türkiye hakkında konuÅŸurken “Biz Türkler” diye kestirip atıyorum zaten; “Biz Türkmenler, Kurmançlar, BoÅŸnaklar, Adigeler, Abhazlar, Romanlar, Lazlar, Gürcüler, Arnavutlar, Pomaklar vs, vs, vs” diye uzatacak halim yok, kimse kusura bakmasın.

Elin oÄŸluyla tanışırken ÇerkezliÄŸimi de karıştırmıyorum, direkt “Türk’üm” diyorum. Bu sayede hiç vakit kaybetmeden büyük meseleleri konuÅŸmaya geçebiliyoruz.

Arap veya Hintli bir kardeşimle tanışırken de aynı şey. Üstelik onlar beni Türk diye el üstünde tutuyorlar ve bu tabii ki hoşuma gidiyor.

***

Frenkler, Osmanlı topraklarına “Türkiye” derlerdi. Müslüman Osmanlıların alayı da “Türk”tü onların nazarında. Dahası, genel olarak “Müslüman” manasında da kullanıyorlardı “Türk” ismini.

Günümüzde ise Asya ve Afrika’daki Müslüman halkların Türkiye Cumhuriyeti ahalisini külliyen “Türk” belleyip bu sıfatı öpüp baÅŸlarının üstüne koymaları gibi bir durum var.

Bunlarda bir hoşluk görebiliriz, fakat o hoşluk sadece dışarıdan içeriye bakış için geçerli; içeride (de) devlet ve millet tanımının buna dayandırılması kavga sebebi oldu ve oluyor.

Meselâ, son dönem Osmanlı hükümetlerinin bazı “Türkçü” tavırları, normalde Arap milliyetçiliÄŸi tezgâhında öğütülmeye müsait olmayan pek çok Arap’ı “Nereden çıktı ÅŸimdi bu Türklük dayatması? Madem öyle gel böyle! Ben de Arap’ım ulan, var mı diyeceÄŸin?” diye isyan ettirerek o tezgâha yöneltti…

Meselâ, Kürtlere dayatılan “Türklük”, hâlâ üstesinden gelemediÄŸimiz kanlı bir travmaya yol açtı… 

***

“Evet, bu devlet ve millet anlayışıyla hazin vaziyetlere yol açılmıştır; ama daha hazin vaziyetlerin önüne geçilmiÅŸtir” diyebilirsiniz ve ben buna yekten itiraz etmem; dinlerim sizi.

Hele, “Cumhuriyet’in ilk yıllarında yeni bir devlet ve millet idraki oluÅŸturmak gayesiyle gerçekleÅŸtirilen kaba saba ve zalimane uygulamalar asla savunulamaz, bunları tasvip edenlerden devlet ve millete bir fayda beklenemez, fakat küresel meydan okumaların üstesinden gelebilmek için mevcut ÅŸartlarla mütenasip bir devlet ve millet idrakine duyduÄŸumuz ihtiyaç orta yerde durmaya devam ediyor, bu ihtiyacı en iyi ÅŸekilde karşılamanın yolunu muhakkak bulmamız lazım” derseniz, sizi can kulağı ile de dinlerim.

Arayışınızda Ziya Gökalp’e müracaat ederseniz, buna da saygı duyarım.

Ziya Gökalp’in vazettiÄŸi ÅŸeylerden ‘ideal’ üretme çabasına girdiÄŸiniz takdirde ise, orada durmanızı istirham ederim.

Daha evvel de belirttiğim gibi, bana göre bu meyandaki bir çözüm ancak geçici bir çözüm olabilir ve idealleştirilmemelidir.

Ä°lk ve son tahlilde “Millet-i Ä°slam” derim, “Ä°ttihad-ı Ä°slam” derim zira.

Merhum Nevzat KösoÄŸlu’na göre Ziya Gökalp de zaten “kültür milliyetçiliÄŸi”ne dayalı “Türkçülük” davasını ‘geçici bir tedbir’ olarak tasarlamıştı; Ä°ttihad-ı Ä°slam’ın yeniden tesisi için gereken ÅŸartlar oluÅŸuncaya kadar baÅŸvurulması gereken bir tedbir.

***

Konuyu Ziya Gökalp’e yeni getirebildim ve yerim gene doldu.

Devamı yarın inşallah.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.